başlarken

Uzun yıllar projeler,uygulamalar yapmış bazen mutlu olmuş bazen yorulmuş,İstanbul 'da büyük büyük okullara gitmiş gerçek mimarlarız .İstanbul 'u bazen sevdik bazen kızdık,bazen aşık olduk,bazen o bizi terketti bazen biz onu.Onu hiç çirkinleştirmedik ona hiç kıyamadık.Kötü yapılaşmayı gördükçe üzüldük ve ona borçlu hissettik.
Şimdi onun için düşler kurmaya ve bunu yaparken de görünmez olmaya karar verdik.Semt semt dolaşarak,mevcut durumu fotoğraflayıp tanıtarak düşler kuracağız.
Yaşamak ve görmek istediğimiz İstanbul'u yaratacağız.
Hadi siz de bize katılın GÖRÜNmez olun ...

Invisible Architects and Their Cities

We are the architects who graduated from fancy universities in İSTanbul .We have spent years working on many projects in the city.They made us very happy at times and there were times when we were just tired.Sometimes we've loved ISTanbul, sometimes got angry with her.Sometimes we've left İSTanbul,sometimes İSTanbul has left us.But we never marred it,we never dared to. We're so sorry to see the bad buildings and unplanned urbanization in İSTanbul.
Now feeling responsibility for the most beautiful city in the world, we have decided to dream for İSTanbul as being İNvisible.We will visit the different regions of İSTanbul,take photos and share with you.We will try to make our suggestions to redesign İSTanbul where we are dreaming to live .
Let's join us and be İNvisible!!!!



galata


Galata Mevlevihanesi,Kulesi,Kamondo merdiveni,Doğan  
apartmanı,camileri,kiliseleri,sinagogları,tasarım kıyafetlerin
satıldığı butikleri,apart otelleri,sergi alanları,tiyatroları,caz 
klübleri,restoranları,müzik dükkanları,moda atelyeleri,moda
festivali ve şenlikleriyle İstanbul'un sesini duyacağınız bir semttir 
Galata.Kendinizi tarihi bir semtte herkesden kopmuş
hissetmezsiniz,aynı zamanda yaşayan bir semttir.
Bizans imparatoru Anastasius'un 528 yılında Fener Kulesi
olarak inşa ettirdiği sonra birçok değişime uğrayan Galata
Kulesinin yanından geçerek oturduğunuz kafede çayınızı
yudumlarken,hayat yanı başınızdadır.Okuldan çıkan 
çocuklar,hastaneye,markete gidenler,atelyesine yetişen
sanatçılar,Şişhaneye evine avize almak için gelen ev 
hanımları,boynunda son model fotoğraf makinalarıyla yeni yetme
fotoğrafcılar ile ellerinde kitapları ile alanı inceleyen turistlerle
birliktesinizdir.Kulenin önünde daima kuyruk vardır.Tarihi 
yarımadayı yukardan görmek isteyenler zevkle söylenmeden
beklerler.Birçok dil birbirine karışır.Yaz aylarında daimi serinlik
vaad eder Galata bilenlere!!!!! Esinti hiç bitmez.Eğer
burası da esmiyorsa,İstanbul'dan kaçma vakti gelmiştir.
Kafanızı kaldırdığınızda gökyüzü ile Kule sarmaş dolaştır.
Sunay Akın'a kalsa,onun aklı fikri Kız Kulesi'ndedir.
Belki de öyledir bilinmez.Sizin aklınıza kim bilir neler gelecek?
 gidip görmeden bilemezsiniz!!
Hadi gelin öncelikle Galata'nın tarihine bir bilenin gözünden
bakalım.Jack Delon Boğaziçi Gezi Rehberinde şöyle yazıyor;


İdari olarak Beyoğlu'nun bir parçası olan Galata, Tophane, 
Azapkapı va Galata Kuleleri arasında kalan yerleşim yerinin 
adıdır Galata. Osmanlı, Haliç'e "Haliç-i Dersaadet", Boğaz'a 
"Haliç-i Bahri Siyah" (Karadeniz Boğazı) derdi. Galata Haliç'le 
Boğaz'ın kesiştiği noktadır.Antik çağdaki adı Sykai ya da 
Sykaena (incirlik) olan galata, kimi kaynaklarda Sykudis 
olarak geçer. Bu dönemde Galata'nın surlarla çevrili küçük 
bir kasaba olduğu, bir kilisesi, bir hamammı, bir tiyatrosu,
 beş değirmeni, 400 hanesi, 40 şehir muhafızı bulunduğu yazılır.
"Gala" sözcüğü Rumca "süt" anlamına gelir; Galata'nın adının
 semtteki süt hanelere gönderme yaparak türetildiği söylenirse
 de bu görüşü destekleyen tarihsel destekler bulunamıştır.
Galata'nın İtalyanca "denize inen yol" anlamına gelen galata 
kelimesinden de türemiş olması muhtemeldir. Ortodokslar'ın, 
Katolikler'i Galus olarak adlandırması, Galata'nın bir katolik 
kasabası olması ve Anadolu'da Katoliklerin yaşadığı yerlere 
Galatea denilmesi, semtin adının kökenine ilişkin diğer bir görüştür.
I.Jüstinianus, I. Constantinus'un IV.yüzyılda yaptırdığı Galata surlarını
 tamir ettirmiş, semt bu nedenle kısa süre için Justiniana ya da
 Justiniapolis olarak anılmıştır.
Galata'nın parlak dönemi 12. yüzyılda buraya bazı ayrıcalıklarla 
yerleşen Cenovalılar ile başlar. Bölge bir ara Venediklilerin 
eline geçer. 13.yüzyıldan sonra bölge Cenovalıların egemenliğinde
 bir Latin Kolonisidir.Galata çeşitli mezheplere, tekkelere, dinsel 
ayrımlara bağlı Müslüman, Rum Ortodoks, Ermeni (Gregoryen, 
Katolik, Protestan), Süryani, Keldani, Yuahudi (Romanyot, 
Karay,Seferad,Aşkenaz), Arap, Çingene, Sırp, Arnavut, Ulah, 
Cenopvalı, Venedikli, Fransız, Levanten topluluklarıoyla zengin 
bir dinler, diller mozaiği oluşturur. 19. yüzyılda nüfus artınca
 yerleşim yukarı doğru kayar, konsolusluklar orada kurulşur, 
zaman içinde bu günkü Beyoğlu kurulur. Galata'yı çevreleyen
 ve Galata Kulesi'nde uç noktaya ulaşan surlar Osmanlılarla
 birlikte yıkılır ve zaman içinde geriye çok az bir kalıntı kalır.
Gemicilerin semti olması nedeniyle aynı zamanda bir eğlence
 merkezi haline gelen Galata sık yangınlarıyla sürekli yenilenir. 
Yabancı devlet temsilcilerinin, reformcu sultanların Beyoğlu'na 
ağırlık vermesiyle büyük kamu binalarına sahip olamaz. Yine de 
Galata her köşesinde tarihsel bir gizemi barındırmaya devam eder.



Bugüne gelince; son on yılda entellektüellerin,sanatçıların,
fotoğrafcıların,müzisyenlerin,mimarların ve gazetecilerin çekim
merkezi haline geldi.Kültürel ve fiziksel yapısında
değişklikler oldu.On yıl öncesine kadar gözden düşmüş
bir köşede kalmış olan Galata,bugün emlak fiyatlarının
giderek arttığı,bir semt olmaya başladı.
Daha önce Cihangir'in yaşadığı değişim son yıllarda Galata
için geçerli.Bu soylulaşma sürecinde sıkıntılar yaşanmıyor
değil.Bir cazibe merkezi haline gelen semt dokusu ve taşıdığı
ruh yüzünden her geçen gün biraz daha kalabalıklaşıyor ve
değişiyor.Bunun yanında Galaport projesinin bu değişime
katkısı yadsınamaz.Projenin gerçekleşmesi halinde fiyatların
artacağı beklentisi, bu semtte mülk sahibi olmak ve yatırım
yapmak isteyenlerin sayısını arttırdı.Sorun bu noktada 
başlıyor.Bu değişim,tarihi dokuda bozulmaları da getiriyor.
Kötü restorasyonlar bunun sonucu karşımıza çıkıyor.Hemen 
her sokakda  bir kaçak kata rastlamak mümkün.Ayrıca yeni 
yapılan bazı niteliksiz binalar görüntü kirliliği oluşturuyor.
Deniz ulaşımına,metroya ve tünele yakın olması buraya
gelenlerin toplu taşıma araçlarını tercih etmelerini sağlıyor.
Ama aydınlatma sektörü için hala merkez durumunda 
Şişhanenin hemen yanı başında oluşu,trafik yoğunluğunu
arttırıyor.Semte bazı alanlarda yayalaşmanın en kısa sürede
gerçekleşmesi gerekiyor.Sosyal yaşamın gelişmesi ile Galata
gece hayatının da vaz geçilmez yerleri arasında
Caz klüpleri,tiyatrolar,restoranlar,barlar her sokakda karşımıza
çıkıyor.Güvenlik ve otopark sorunu,semtin en büyük
dertleri arasında.Sokak aydınlatmaları çok yetersiz
Galata İstanbul'da korumamız gereken elimizde kalan son
semtlerden biri.Bunu yaparken sadece turizime yönelen
bir yaklaşımdan kaçınmamız gerekiyor.Apart otellerin 
restoranların ve butiklerin sayısının artması kadar,
Galata Mevlevi Hanesi ve Tarık Zafer Tunaya kültür merkezi 
ve semtte yer alan köklü eğitim kurumlarının  varlığı da önemli.
Gelip geçici porjeler yerine kalıcı değerleri ön plana 
çıkartan  bir planlamanın yapılması  gerekiyor.


Galata Kulesi Meydanı
Fırçacı sokakdan Galata kulesi
Lüleci Hendek Caddesi
Camekan sokak
Camekan sokak
Lüleci Hendek Caddesi
Camekan Sokakdan Galata Kulesi
Meşrutiyet caddesi



Küçük Hendek Caddesinden Galata Kulesi

Serdar-ı Ekrem Caddesinden Galata Kulesi



Küçük Hendek Sokak

Küçük Hendek Caddesinden Galata Kulesi

Lüleci Hendek Caddesi
Büyük Hendek Caddesi

Kart Çınar Sokak

Horoz Sokak

Camekan Sokak

Camekan Sokak

Meşrutiyet Caddesi


Galip Dede Caddesi

Galataya gelirken araba yerine toplu taşıma araçlarını 
kullanmak en iyi yol.Karşıdan geliyorsanız Karaköy 
vapuruna yada motoruna binmek ve Tüneli kullanmak,
Hafif tramvayla Karaköye gelip Tüneli kulanmak,
Metroyu kullanarak Şişhaneye gelmek,Taksimden hem 
metro hem de nostaljik tramvayı kullanarak Tünele 
gelmek yöntemlerden birkaçı sadece.Galata'yı yakından 
tanımak için bizim öneri turumuza gelince.....


Tünel meydanındaysanız Galip Dede Caddesinden 
aşağıya inin,Galata meydanına gelin Galata Kulesine 
bir selam verin turun sonunda yanında bol bol oturacaksınz 
oyalanmadan Serdar-ı Ekrem Sokağına girin.Gezi boyunca
önemli  gördüğümüz binaların mimarlarını belirtmeye 
çalışacağız.Serde mimarlık olunca meslektaşlarımıza
torpil geçeceğiz .Mimarlarla ilgili bilgiler için,  
Osmanlı Bankası  Arşiv ve Araştırma  Merkezi bünyesinde  
düzenlenen Voyvodo Caddesi Toplantıları 2005-2006 
kapsamında  mimar Hasan Kuruyazıcı'nın Galata'nın 
Unutulmuş  Mimarları sunumuna başvurduk.

Serdar-ı Ekrem Sokağı

Bu sokakda karşınıza sırayla Galata Fotoğrafhanesi,
Mısırlı Ahmet ritimhanesi,  Karanlıkta Yemek ,Bahar 
Korçan'ın ve Arzu Kaprol'ün dükkanları,Kamondo Han 
çıkacak.Kamondo Han, Galleteria sanat galerisi 
tarafından kullanılıyor.Neoklasik üslupda simetrik 
şema ile yapılan binanın mimarı bilinmemektedir.
Devam edin Doğan apartımanın altında yer alan
Galata Şarküteriye  göz atın.Doğan Apartmanı 
Galata bölgesindeki en ünlü yapılardan biridir.
Mimarı bilinmemektedir.Yapımı 1890dır.

Doğan Apartmanı




Doğan Apartmanı

Serdar-ı Ekrem Sokağındaki bir bina
Serdar-ı Ekrem sokağı

Serdar-ı Ekrem Sokağı

Doğan apartımanının geçtikten sonra Alman Lisesine
Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi ve metronun İstiklal 
caddesi çıkışına giden Şah Kulu Bostan Sokağının
köşesinde Simay Bülbül'ün dükkanı var.

Birçok moda tasarımcı bu sokak üzerinde yer
almaktadır.Sağda yokuş aşağıya inişde Aida Pekin
Seraskerci Çıkmazı


ve Atelier55 geçtikten sonra karşınıza Kırım kilisesi 
çıkacaktır.Çıplak taş duvarlı ,sivri kemerli neogotik 
yapının mimarı G.E.Street dir.İngilizler tarafından 
Kırım Savaşından(1853-56) sonra yaptırılmıştır.
Kırım Kilisesi

Dik yokuşdan aşağıya inince Kumbaracı Yokuşuna 
geleceksiniz.Yukarıya devam ederseniz bu yol sizi
İstiklal caddesine götürecektir.
Kumbaracı Yokuşu

Kapıkulu Sokak
                                                                 
 Sağa dönün Lüleci Hendek üzerinde yürüyün sağda
 sergi salonu olarak  kullanılan eski Tütün deposu
 ile karşılacaksınız.
Lüleci Hendek üzerinde yürürken sağda yukarıda
Doğan apartmanını göreceksiniz.
Doğan Apartmanı

Lüleci Hendek yürüken sol tarafısınızda Saint Benoit 
Fransız Lisesi , sağ tarafda ise İsmail Acar'ın atelyesini
yer almaktadir.
Lüleci Hendek caddesi

Lüleci Hendek Caddesi


                                                                

Yokuşdan devam edin Yüksek kaldırıma 
geldiğinizde Galata Kulesi yine karşınızdadır.



Lüleli Hendek ve Yüksek Kaldırım Caddesi köşesinden manzara 
Galata Kulesini biraz daha bekleterek
sola dönün Yüksek Kaldırımdan aşağıya inin 
Yüksek Kaldırım



Solda karşınıza Aşkenazi Sinagogu çıkacaktır.
19.yyda İstanbullu Aşkenazların kurduğu üç
sinagogdan biridir.1900de yapılmıştır.
Aşkenazi Sinagogu
Horoz Sokak

Aşağıya devam edin.Karaköy meydanına yukarıdan bakın 
Karaköy Meydanı

Sağa dönün köşede Sabancı Üniversitesi 
Sergi binası olarak kullanılan Minerva Han 
yer almaktadır.Mimarı Basile Couremenos dur.
1911 tarihli bu bina Dış cephesindeki heykelleri
ile ünlüdür.
Minerva Han

Bankalar caddesinden (Voyvodo caddesi)
yukarı çıkın yol sizi Kamondo merdivenlerine 
götürecektir.1850 'de yapılmıştır.Mimarı 
bilinmemektir.Voyvodo caddesi ile Banker 
Sokağı birleştiren Art Nouveau üsluplu merdivendir.









Kamondo merdivenlerinden yukarı çıkın
sağa  Felek sokağa dönün.Sokakda yer alan 
Schneidertemple'da sergi varsa  gezin.




Bu bina 1894de  Aşkenaz Terziler Birliği tarafından 
Sinagog olarak inşa edilmiş,1996da sanat merkezi 
haline getirilmiştir.Felek sokaktan devam 
edin solda Kamondo evi ile karşılaşacaksınız.
Günümüzde Galata Residence Apart oteli olarak 
kullanılmaktadır.Teras katında Ege meyhanesi 
yer almaktadır.1881'de ahşaptan apartmana 
dönüştürülen Felek Han'ı dönemin mimarlarından 
Gabriel Tedesche  tasarlamıştır.



Hacı Ali Sokak

Hacı Ali Sokak

Yukarıya devam edin sola devam edin.Solda
Avusturya  Sen Jorj Hastanesi ile karşılaşacaksınız.
Bu binanın mimarı Emilio Faracci dir
Karşınızdaki  kubbeli bina İngiliz Denizcileri 
Hastanesi (günümüzde göz hastanesi)dir.
Bu yapının mimarı İngiliz H.Percy Adamsdir.
Kırım Savaşı sırasında İngilizlerin bu 
bölgedeki etkileri ile yapılmıştır.O zamanlar
İngiliz konsolosluğu Voyvodo caddesi 
üzerindeydi. Hastane yönetimini denetlemesi 
kolaydı.
Sen Jorj Hastanesi
İnigiliz Denizcileri Hastanesi
Yukarı çıkın ve Bereketzade Camisinden 
yukara devam edin.


Cemekan sokakdan 
Galata kulesine bakın.








Galata Kulesi sokakdan sağa dönün.
Yukarıya baktığınızda Galata Kulesi sizi 
yine beklemekdedir.

Yokuşdan aşağıya inin  sağda Nardis Jazz bar 
ve  solda Galata evini(eski ingiliz karakolu) 
göreceksiniz. Galata evi,1904 İngiliz sivil 
hapishanesi olarak yapılmıştır.1991 de mimar
Nadire ve Mete Göktuğ tarafından satın alınmıştır.
Günümüzde ağırlık olarak Gürcü yemekleri yapan bir 
lokantadır.Dik yokuşdan aşağıya devam edin  
sağda Sen Pierre ve Paul  kilisesini göreceksiniz.
Dominikenler tarafından 1841-43 yılları arasında 
yaptırılan bina,İsviçreli mimar Gasparre Fossatti
tarafından tasarlanmıştır.

Aşağıya devam edin solda Ceneviz Sarayı ile 
karşılacaksınız.1300'de Cenevizlilerin Ticaret 
odası olarak yapılmıştır.Günümüzde Galata Derneği 
olarak kullanılmaktadır.

Bina Galata  Derneği tarafından kullanılmaktadır.
Soldaki  Kart Çınar sokakda Özel Avusturya lisesi
 yer almaktadır.
Kart Çınar Sokak
Sağdaki Eski Banka sokakda St Pierre Han 
yer almaktadır.Mimarı bilinmemektedir.1860'da
Osmanlı Bankası bu binada yer almıştır.
1892'de  Valluri'in  Voyvodo caddesi üzerinde
yaptığı bina tamamlanınca oraya taşındı.
Bundan sonra da bu bölgenin en önemli
iş hanlarından biri oldu.O devirde İstanbul'da 
iş yapan birçok ünlü mimarın bu handa ofisi oldu.
Merdivenlerden aşağıya inin.Bankalar caddesi 
boyunca Ankara Han,Generali Han,Merkez 
Bankası ve Osmanlı Bankası Binası  gibi 
etkileciyi binalar vardır.Osmanlı Bankası 
Binasının  mimarı Alexandre Valluridir.
Bankalar caddesinden  yukarı devam edin
Merkez Bankası
Bankalar Caddesi
Bankalar Caddesi

Şair Ziya  Paşa Caddesine dönün sağda
İtalyan sinagogunu göreceksiniz.


Yanındaki sokakdan girdiğinizde 
Ceneviz duvarları ile karşılacaksınız.




Sinagogdan yukarı çıkarken sağda  
Laleli çeşme ile karılaşacaksınız.
Çeşmenin mimarı Art Nouveau üslubunu
Türkiyeye getirdiği söylenen Raymondo 
d'Aroncodur.Yapım tarihi 1904 olarak 
bilinmektedir.

Şair Ziya Paşa Caddesi

Yokuşun bitiminde yol sizi Büyük Hendek
 Caddesine getirecektir.Sağa baktığınızda 
Galata Kulesi yine karşınızdadır.
Büyük Hendek Caddesi


Büyük Hendek Caddesi

Sola dönün Meşrutiyet caddesine kadar yürüyün.
Köşesinde Frej apartmanı yer almaktadır.
Bu yapının mimarı,Constantin P.Kiryakidesdir.
Bina,Lüblanlı Frej ailesi tarafından yaptırılmıştır.


Tarlabaşı yönünde İKSV'nin yeni binası yer almaktadır.
Deniz Palas 1900'lerin başında mimar Georges 
Coulouthos tarafından  Art Nouveau stilinde tasarlandı
İKSV Binası

Yukarı devam edin karşınızda 6. daire-i belediye binası 
(Beyoğlu Belediyesi) binası,sağda vergi dairesi solda
altında Big Chef'in yer aldğı apart otel yer almaktadır.
Beyoğlu belediyesinin mimarı Giovanni Barborinidir.
1879-83 tarihleri arasında inşa edilmiştir
Beyoğlu Belediyesi (6.Daire-i belediye)
Vergi Dairesi


Meşturiyet Caddesi




Yukarıya geldiğinizde sola devam edin.
Sağda tünel meydanına çıkan merdivenleri 
göreceksiniz.
Nergis Sokak

  Meydanda yeni açılan kafelere ve dükkanlara 
  rastlayacaksınız.Metronun Şişhane çıkışı    
  burada  yer alıyor




Sağda  General Yazgan caddesinden yukarı çıkın 


 İlk sağdan Ensiz Sokakdan  devam edin 
Tünel Pasajı

Tünel meydanındasınız.Solunuzda Tünel pasajı 
sağınızda Tünel binası yer alacaktır.
Tünel Binası
Tünel Binası

Tünel Pasajı

Galip Dede caddesinden aşağıya inerken
solda Galata Mevlevihanesini göreceksiniz.
Orjinal adı Kulekapı Mevlevihanesidir.1491'de
yapımına başlandı kısa sürede halveti zaviyesi
haline geldi.17 yy başlarında tekrar mevlevihane 
haline getirildi.1975den itibaren halka açıldı.
O günden beri sema gösterileri yapılmaktadır.

Galata Mevlevihanesi

   

Galip Dede Caddesi
Galip Dede Caddesinden aşağıya inerken 
solda  Teutonia Alman Kültür Merkezi Goethe
 Enstitüsünü görebilirsiniz.1897'de mimar 
Otto Knap neo klasik bu binayı tasarlamıştır.


Müzik dükkanlarının arasından yokuş aşağı 
indiğinizde yol sizi yine Galata meydanına
getirecektir....
Artık bir kafede oturmak zamanı....



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

köşe yazarları

NE YAPMALI

WEB TV

Kitap Önerileri

  • Bizans Sultanı/Selçuk Altun/Sel Yayıncılık
  • İstanbul Bir Kent Tarihi/Doğan Kuban/Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
  • Işıkla Yazılsın Sonsuza Adım /Mehmet Coral
  • Torunuma Yunan Mitleri/Jean Pierre Vernant/Helikopter Yayınları
  • Zulümhane/ Mustafa Balbay

İzleyiciler

Invisible Architects

Fotoğrafım
emirgan /İSTANBUL, boğaziçi, Türkiye