Galata Mevlevihanesi,Kulesi,Kamondo merdiveni,Doğan
apartmanı,camileri,kiliseleri,sinagogları,tasarım kıyafetlerin
satıldığı butikleri,apart otelleri,sergi alanları,tiyatroları,caz
klübleri,restoranları,müzik dükkanları,moda atelyeleri,moda
festivali ve şenlikleriyle İstanbul'un sesini duyacağınız bir semttir
Galata.Kendinizi tarihi bir semtte herkesden kopmuş
hissetmezsiniz,aynı zamanda yaşayan bir semttir.
Bizans imparatoru Anastasius'un 528 yılında Fener Kulesi
olarak inşa ettirdiği sonra birçok değişime uğrayan Galata
Kulesinin yanından geçerek oturduğunuz kafede çayınızı
yudumlarken,hayat yanı başınızdadır.Okuldan çıkan
çocuklar,hastaneye,markete gidenler,atelyesine yetişen
sanatçılar,Şişhaneye evine avize almak için gelen ev
hanımları,boynunda son model fotoğraf makinalarıyla yeni yetme
fotoğrafcılar ile ellerinde kitapları ile alanı inceleyen turistlerle
birliktesinizdir.Kulenin önünde daima kuyruk vardır.Tarihi
yarımadayı yukardan görmek isteyenler zevkle söylenmeden
beklerler.Birçok dil birbirine karışır.Yaz aylarında daimi serinlik
vaad eder Galata bilenlere!!!!! Esinti hiç bitmez.Eğer
burası da esmiyorsa,İstanbul'dan kaçma vakti gelmiştir.
Kafanızı kaldırdığınızda gökyüzü ile Kule sarmaş dolaştır.
Sunay Akın'a kalsa,onun aklı fikri Kız Kulesi'ndedir.
Belki de öyledir bilinmez.Sizin aklınıza kim bilir neler gelecek?
gidip görmeden bilemezsiniz!!
Hadi gelin öncelikle Galata'nın tarihine bir bilenin gözünden
bakalım.Jack Delon Boğaziçi Gezi Rehberinde şöyle yazıyor;
İdari olarak Beyoğlu'nun bir parçası olan Galata, Tophane,
Azapkapı va Galata Kuleleri arasında kalan yerleşim yerinin
adıdır Galata. Osmanlı, Haliç'e "Haliç-i Dersaadet", Boğaz'a
"Haliç-i Bahri Siyah" (Karadeniz Boğazı) derdi. Galata Haliç'le
Boğaz'ın kesiştiği noktadır.Antik çağdaki adı Sykai ya da
Sykaena (incirlik) olan galata, kimi kaynaklarda Sykudis
olarak geçer. Bu dönemde Galata'nın surlarla çevrili küçük
bir kasaba olduğu, bir kilisesi, bir hamammı, bir tiyatrosu,
beş değirmeni, 400 hanesi, 40 şehir muhafızı bulunduğu yazılır.
"Gala" sözcüğü Rumca "süt" anlamına gelir; Galata'nın adının
semtteki süt hanelere gönderme yaparak türetildiği söylenirse
de bu görüşü destekleyen tarihsel destekler bulunamıştır.
Galata'nın İtalyanca "denize inen yol" anlamına gelen galata
kelimesinden de türemiş olması muhtemeldir. Ortodokslar'ın,
Katolikler'i Galus olarak adlandırması, Galata'nın bir katolik
kasabası olması ve Anadolu'da Katoliklerin yaşadığı yerlere
Galatea denilmesi, semtin adının kökenine ilişkin diğer bir görüştür.
I.Jüstinianus, I. Constantinus'un IV.yüzyılda yaptırdığı Galata surlarını
tamir ettirmiş, semt bu nedenle kısa süre için Justiniana ya da
Justiniapolis olarak anılmıştır.
Galata'nın parlak dönemi 12. yüzyılda buraya bazı ayrıcalıklarla
yerleşen Cenovalılar ile başlar. Bölge bir ara Venediklilerin
eline geçer. 13.yüzyıldan sonra bölge Cenovalıların egemenliğinde
bir Latin Kolonisidir.Galata çeşitli mezheplere, tekkelere, dinsel
ayrımlara bağlı Müslüman, Rum Ortodoks, Ermeni (Gregoryen,
Katolik, Protestan), Süryani, Keldani, Yuahudi (Romanyot,
Karay,Seferad,Aşkenaz), Arap, Çingene, Sırp, Arnavut, Ulah,
Cenopvalı, Venedikli, Fransız, Levanten topluluklarıoyla zengin
bir dinler, diller mozaiği oluşturur. 19. yüzyılda nüfus artınca
yerleşim yukarı doğru kayar, konsolusluklar orada kurulşur,
zaman içinde bu günkü Beyoğlu kurulur. Galata'yı çevreleyen
ve Galata Kulesi'nde uç noktaya ulaşan surlar Osmanlılarla
birlikte yıkılır ve zaman içinde geriye çok az bir kalıntı kalır.
Gemicilerin semti olması nedeniyle aynı zamanda bir eğlence
merkezi haline gelen Galata sık yangınlarıyla sürekli yenilenir.
Yabancı devlet temsilcilerinin, reformcu sultanların Beyoğlu'na
ağırlık vermesiyle büyük kamu binalarına sahip olamaz. Yine de
Galata her köşesinde tarihsel bir gizemi barındırmaya devam eder.
Bugüne gelince; son on yılda entellektüellerin,sanatçıların,
fotoğrafcıların,müzisyenlerin,mimarların ve gazetecilerin çekim
merkezi haline geldi.Kültürel ve fiziksel yapısında
değişklikler oldu.On yıl öncesine kadar gözden düşmüş
bir köşede kalmış olan Galata,bugün emlak fiyatlarının
giderek arttığı,bir semt olmaya başladı.
Daha önce Cihangir'in yaşadığı değişim son yıllarda Galata
için geçerli.Bu soylulaşma sürecinde sıkıntılar yaşanmıyor
değil.Bir cazibe merkezi haline gelen semt dokusu ve taşıdığı
ruh yüzünden her geçen gün biraz daha kalabalıklaşıyor ve
değişiyor.Bunun yanında Galaport projesinin bu değişime
katkısı yadsınamaz.Projenin gerçekleşmesi halinde fiyatların
artacağı beklentisi, bu semtte mülk sahibi olmak ve yatırım
yapmak isteyenlerin sayısını arttırdı.Sorun bu noktada
başlıyor.Bu değişim,tarihi dokuda bozulmaları da getiriyor.
Kötü restorasyonlar bunun sonucu karşımıza çıkıyor.Hemen
her sokakda bir kaçak kata rastlamak mümkün.Ayrıca yeni
yapılan bazı niteliksiz binalar görüntü kirliliği oluşturuyor.
Deniz ulaşımına,metroya ve tünele yakın olması buraya
gelenlerin toplu taşıma araçlarını tercih etmelerini sağlıyor.
Ama aydınlatma sektörü için hala merkez durumunda
Şişhanenin hemen yanı başında oluşu,trafik yoğunluğunu
arttırıyor.Semte bazı alanlarda yayalaşmanın en kısa sürede
gerçekleşmesi gerekiyor.Sosyal yaşamın gelişmesi ile Galata
gece hayatının da vaz geçilmez yerleri arasında
Caz klüpleri,tiyatrolar,restoranlar,barlar her sokakda karşımıza
çıkıyor.Güvenlik ve otopark sorunu,semtin en büyük
dertleri arasında.Sokak aydınlatmaları çok yetersiz
Galata İstanbul'da korumamız gereken elimizde kalan son
semtlerden biri.Bunu yaparken sadece turizime yönelen
bir yaklaşımdan kaçınmamız gerekiyor.Apart otellerin
restoranların ve butiklerin sayısının artması kadar,
Galata Mevlevi Hanesi ve Tarık Zafer Tunaya kültür merkezi
ve semtte yer alan köklü eğitim kurumlarının varlığı da önemli.
Gelip geçici porjeler yerine kalıcı değerleri ön plana
çıkartan bir planlamanın yapılması gerekiyor.
Galata Kulesi Meydanı |
Fırçacı sokakdan Galata kulesi |
Lüleci Hendek Caddesi |
Camekan sokak |
Camekan sokak |
Lüleci Hendek Caddesi |
Camekan Sokakdan Galata Kulesi |
Meşrutiyet caddesi |
Küçük Hendek Caddesinden Galata Kulesi |
Serdar-ı Ekrem Caddesinden Galata Kulesi |
Küçük Hendek Sokak |
Küçük Hendek Caddesinden Galata Kulesi |
Lüleci Hendek Caddesi |
Büyük Hendek Caddesi |
Kart Çınar Sokak |
Horoz Sokak |
Camekan Sokak |
Camekan Sokak |
Meşrutiyet Caddesi |
Galip Dede Caddesi |
Galataya gelirken araba yerine toplu taşıma araçlarını
kullanmak en iyi yol.Karşıdan geliyorsanız Karaköy
vapuruna yada motoruna binmek ve Tüneli kullanmak,
Hafif tramvayla Karaköye gelip Tüneli kulanmak,
Metroyu kullanarak Şişhaneye gelmek,Taksimden hem
metro hem de nostaljik tramvayı kullanarak Tünele
gelmek yöntemlerden birkaçı sadece.Galata'yı yakından
tanımak için bizim öneri turumuza gelince.....
Tünel meydanındaysanız Galip Dede Caddesinden
aşağıya inin,Galata meydanına gelin Galata Kulesine
bir selam verin turun sonunda yanında bol bol oturacaksınz
oyalanmadan Serdar-ı Ekrem Sokağına girin.Gezi boyunca
önemli gördüğümüz binaların mimarlarını belirtmeye
çalışacağız.Serde mimarlık olunca meslektaşlarımıza
torpil geçeceğiz .Mimarlarla ilgili bilgiler için,
Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi bünyesinde
düzenlenen Voyvodo Caddesi Toplantıları 2005-2006
kapsamında mimar Hasan Kuruyazıcı'nın Galata'nın
Unutulmuş Mimarları sunumuna başvurduk.
Serdar-ı Ekrem Sokağı |
Bu sokakda karşınıza sırayla Galata Fotoğrafhanesi,
Mısırlı Ahmet ritimhanesi, Karanlıkta Yemek ,Bahar
Korçan'ın ve Arzu Kaprol'ün dükkanları,Kamondo Han
çıkacak.Kamondo Han, Galleteria sanat galerisi
tarafından kullanılıyor.Neoklasik üslupda simetrik
şema ile yapılan binanın mimarı bilinmemektedir.
Devam edin Doğan apartımanın altında yer alan
Galata Şarküteriye göz atın.Doğan Apartmanı
Galata bölgesindeki en ünlü yapılardan biridir.
Mimarı bilinmemektedir.Yapımı 1890dır.
Doğan Apartmanı |
Doğan Apartmanı |
Serdar-ı Ekrem Sokağındaki bir bina |
Serdar-ı Ekrem sokağı |
Serdar-ı Ekrem Sokağı |
Doğan apartımanının geçtikten sonra Alman Lisesine
Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi ve metronun İstiklal
caddesi çıkışına giden Şah Kulu Bostan Sokağının
köşesinde Simay Bülbül'ün dükkanı var.
Birçok moda tasarımcı bu sokak üzerinde yer
almaktadır.Sağda yokuş aşağıya inişde Aida Pekin
Seraskerci Çıkmazı |
ve Atelier55 geçtikten sonra karşınıza Kırım kilisesi
çıkacaktır.Çıplak taş duvarlı ,sivri kemerli neogotik
yapının mimarı G.E.Street dir.İngilizler tarafından
Kırım Savaşından(1853-56) sonra yaptırılmıştır.
Kırım Kilisesi |
Dik yokuşdan aşağıya inince Kumbaracı Yokuşuna
geleceksiniz.Yukarıya devam ederseniz bu yol sizi
İstiklal caddesine götürecektir.
Kumbaracı Yokuşu |
Kapıkulu Sokak |
Sağa dönün Lüleci Hendek üzerinde yürüyün sağda
sergi salonu olarak kullanılan eski Tütün deposu
ile karşılacaksınız.
Lüleci Hendek üzerinde yürürken sağda yukarıda
Doğan apartmanını göreceksiniz.
Doğan Apartmanı |
Lüleci Hendek yürüken sol tarafısınızda Saint Benoit
Fransız Lisesi , sağ tarafda ise İsmail Acar'ın atelyesini
yer almaktadir.
Lüleci Hendek caddesi |
Lüleci Hendek Caddesi |
Yokuşdan devam edin Yüksek kaldırıma
geldiğinizde Galata Kulesi yine karşınızdadır.
Lüleli Hendek ve Yüksek Kaldırım Caddesi köşesinden manzara |
Galata Kulesini biraz daha bekleterek
sola dönün Yüksek Kaldırımdan aşağıya inin
Yüksek Kaldırım |
Solda karşınıza Aşkenazi Sinagogu çıkacaktır.
19.yyda İstanbullu Aşkenazların kurduğu üç
sinagogdan biridir.1900de yapılmıştır.
Aşkenazi Sinagogu |
Horoz Sokak |
Aşağıya devam edin.Karaköy meydanına yukarıdan bakın
Karaköy Meydanı |
Sağa dönün köşede Sabancı Üniversitesi
Sergi binası olarak kullanılan Minerva Han
yer almaktadır.Mimarı Basile Couremenos dur.
1911 tarihli bu bina Dış cephesindeki heykelleri
ile ünlüdür.
Minerva Han |
Bankalar caddesinden (Voyvodo caddesi)
yukarı çıkın yol sizi Kamondo merdivenlerine
götürecektir.1850 'de yapılmıştır.Mimarı
bilinmemektir.Voyvodo caddesi ile Banker
Sokağı birleştiren Art Nouveau üsluplu merdivendir.
Kamondo merdivenlerinden yukarı çıkın
sağa Felek sokağa dönün.Sokakda yer alan
Schneidertemple'da sergi varsa gezin.
Bu bina 1894de Aşkenaz Terziler Birliği tarafından
Sinagog olarak inşa edilmiş,1996da sanat merkezi
haline getirilmiştir.Felek sokaktan devam
edin solda Kamondo evi ile karşılaşacaksınız.
Günümüzde Galata Residence Apart oteli olarak
kullanılmaktadır.Teras katında Ege meyhanesi
yer almaktadır.1881'de ahşaptan apartmana
dönüştürülen Felek Han'ı dönemin mimarlarından
Gabriel Tedesche tasarlamıştır.
Hacı Ali Sokak |
Hacı Ali Sokak |
Yukarıya devam edin sola devam edin.Solda
Avusturya Sen Jorj Hastanesi ile karşılaşacaksınız.
Bu binanın mimarı Emilio Faracci dir
Karşınızdaki kubbeli bina İngiliz Denizcileri
Hastanesi (günümüzde göz hastanesi)dir.
Bu yapının mimarı İngiliz H.Percy Adamsdir.
Kırım Savaşı sırasında İngilizlerin bu
bölgedeki etkileri ile yapılmıştır.O zamanlar
İngiliz konsolosluğu Voyvodo caddesi
üzerindeydi. Hastane yönetimini denetlemesi
kolaydı.
Sen Jorj Hastanesi |
İnigiliz Denizcileri Hastanesi |
Yukarı çıkın ve Bereketzade Camisinden
Galata kulesine bakın.
Galata Kulesi sokakdan sağa dönün.
Yukarıya baktığınızda Galata Kulesi sizi
yine beklemekdedir.
Yokuşdan aşağıya inin sağda Nardis Jazz bar
ve solda Galata evini(eski ingiliz karakolu)
göreceksiniz. Galata evi,1904 İngiliz sivil
hapishanesi olarak yapılmıştır.1991 de mimar
Nadire ve Mete Göktuğ tarafından satın alınmıştır.
Günümüzde ağırlık olarak Gürcü yemekleri yapan bir
lokantadır.Dik yokuşdan aşağıya devam edin
sağda Sen Pierre ve Paul kilisesini göreceksiniz.
Dominikenler tarafından 1841-43 yılları arasında
yaptırılan bina,İsviçreli mimar Gasparre Fossatti
tarafından tasarlanmıştır.
Aşağıya devam edin solda Ceneviz Sarayı ile
karşılacaksınız.1300'de Cenevizlilerin Ticaret
odası olarak yapılmıştır.Günümüzde Galata Derneği
olarak kullanılmaktadır.
Bina Galata Derneği tarafından kullanılmaktadır.
Soldaki Kart Çınar sokakda Özel Avusturya lisesi
yer almaktadır.
Kart Çınar Sokak |
Sağdaki Eski Banka sokakda St Pierre Han
yer almaktadır.Mimarı bilinmemektedir.1860'da
Osmanlı Bankası bu binada yer almıştır.
1892'de Valluri'in Voyvodo caddesi üzerinde
yaptığı bina tamamlanınca oraya taşındı.
Bundan sonra da bu bölgenin en önemli
iş hanlarından biri oldu.O devirde İstanbul'da
iş yapan birçok ünlü mimarın bu handa ofisi oldu.
Merdivenlerden aşağıya inin.Bankalar caddesi
boyunca Ankara Han,Generali Han,Merkez
Bankası ve Osmanlı Bankası Binası gibi
etkileciyi binalar vardır.Osmanlı Bankası
Binasının mimarı Alexandre Valluridir.
Bankalar caddesinden yukarı devam edin
Merkez Bankası |
Bankalar Caddesi |
Bankalar Caddesi |
Şair Ziya Paşa Caddesine dönün sağda
İtalyan sinagogunu göreceksiniz.
Ceneviz duvarları ile karşılacaksınız.
Laleli çeşme ile karılaşacaksınız.
Çeşmenin mimarı Art Nouveau üslubunu
Türkiyeye getirdiği söylenen Raymondo
d'Aroncodur.Yapım tarihi 1904 olarak
bilinmektedir.
Şair Ziya Paşa Caddesi |
Yokuşun bitiminde yol sizi Büyük Hendek
Caddesine getirecektir.Sağa baktığınızda
Galata Kulesi yine karşınızdadır.
Büyük Hendek Caddesi |
Büyük Hendek Caddesi |
Sola dönün Meşrutiyet caddesine kadar yürüyün.
Köşesinde Frej apartmanı yer almaktadır.
Bu yapının mimarı,Constantin P.Kiryakidesdir.
Bina,Lüblanlı Frej ailesi tarafından yaptırılmıştır.
Tarlabaşı yönünde İKSV'nin yeni binası yer almaktadır.
Deniz Palas 1900'lerin başında mimar Georges
Coulouthos tarafından Art Nouveau stilinde tasarlandı
İKSV Binası |
Yukarı devam edin karşınızda 6. daire-i belediye binası
(Beyoğlu Belediyesi) binası,sağda vergi dairesi solda
altında Big Chef'in yer aldğı apart otel yer almaktadır.
Beyoğlu belediyesinin mimarı Giovanni Barborinidir.
1879-83 tarihleri arasında inşa edilmiştir
Beyoğlu Belediyesi (6.Daire-i belediye) |
Vergi Dairesi |
Meşturiyet Caddesi |
Yukarıya geldiğinizde sola devam edin.
Sağda tünel meydanına çıkan merdivenleri
göreceksiniz.
Nergis Sokak |
rastlayacaksınız.Metronun Şişhane çıkışı
burada yer alıyor
Sağda General Yazgan caddesinden yukarı çıkın
İlk sağdan Ensiz Sokakdan devam edin
Tünel Pasajı |
Tünel meydanındasınız.Solunuzda Tünel pasajı
sağınızda Tünel binası yer alacaktır.
Tünel Binası |
Tünel Binası |
Tünel Pasajı |
Galip Dede caddesinden aşağıya inerken
solda Galata Mevlevihanesini göreceksiniz.
Orjinal adı Kulekapı Mevlevihanesidir.1491'de
yapımına başlandı kısa sürede halveti zaviyesi
haline geldi.17 yy başlarında tekrar mevlevihane
haline getirildi.1975den itibaren halka açıldı.
O günden beri sema gösterileri yapılmaktadır.
Galata Mevlevihanesi |
Galip Dede Caddesi |
Galip Dede Caddesinden aşağıya inerken
solda Teutonia Alman Kültür Merkezi Goethe
Enstitüsünü görebilirsiniz.1897'de mimar
Otto Knap neo klasik bu binayı tasarlamıştır.
Enstitüsünü görebilirsiniz.1897'de mimar
Otto Knap neo klasik bu binayı tasarlamıştır.
Müzik dükkanlarının arasından yokuş aşağı
indiğinizde yol sizi yine Galata meydanına
getirecektir....
Artık bir kafede oturmak zamanı....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder